:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: duydun mu adın dilime düşünce sesime konan
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Duydun mu adın dilime düşünce sesime konan aşk kokan ezgiyi?
Ya da hasretini çektiğimde yüreğimin suskun dilini dinledin mi?
Hiç düştün mü düşlerinden, tam dokunacakken gül kokulu tene?
Uyandırıldın mı en derin uykunun vuslat yerinde?

Oysa sensiz sabaha varmak kavuşmak değildi, ayrılmaktı varlığından. Yırtmaktı gökyüzünü tan yerinin, tam ortasından ya da vurmaktı bir güvercini muştuyu bekleyenine ulaştıramadan.

Varlığında yokluğunu yaşamaktın sen bir zamanlar.
Özlemdin, sılaydın adını koyamadığım bir yaraydın, ama hiç acıtmayan. Bekleyişlerim oldun sonra ve kavuşmalara gebe gidişlerim,
Özlendiği mi bile bile direnişlerim…

O son rüzgâr esmeseydi, ya vurmasaydı seni kıyıya ne yapardım yokluğunda, o ıssız yalnızlıkta. Ya o gelincik son nefesini vermeden dileğimi sormasaydı bana, ölmeden salamasaydım onu denizlere…

Şimdi varlığında açtı bahar dallarım, en güzel mevsimini yaşıyor topraklarım.Ne susuzum ne de yalnız, bir çınarın gölgesinde huzurlu ve sevdalı başımı yasladığım bir omuzla varım…
O benim aşım suyum, yaşama sebebim, oysa onunla ben kuraklıkta bile yaşarım…

Hiçbir şarkı bu kadar anlam yüklenerek değmemişti kulaklarıma ve hiçbir şiir vurup geçmemişti yüreğimi en ince yerinden. Bu kadar derinine dalmamıştım sözcüklerin, seçip topladım iki dudak arasından yabani ot gibi büyüyen kötü harfleri, izin vermedim bir araya gelmelerine, çünkü ben senin için gül kokulu satırlar hazırladım arasında riyayı kötülüğü barındırmayan, katıksız sevgi dolu cümleler kurdum…

Başımı kaldırıp gökyüzüne bana bakan güneşe, her “merhaba” deyişimde, gözbebeklerimde uyuyan seni gördü güneş ve parladı, yansıdı bakışlarıma, bugün ışıl ışıl bakıyorsam hayata, o bakışta sen varsın sevdiğim…

Seni sana anlatmak ne kadar da zor, klavyemdeki harfler azalıyor. Cümlelerin içi gidiyor seni anlattıkça. Üzülüyorlar, çünkü içimden geçenleri anlatmakta yetersiz kalıyorlar. Sadece hissetmek düşüyor onlara. Seni hissetmek herkese nasip olmaz, şükürler olsun ki Allah’a, bunu bana nasip etti ve şükürler olsun ki, beni de senin yüreğine ekti, sevginle büyütüp şefkatinle ısıt diye emanet etti. Belki bir gün gelip alacak beni senden, sonsuz ebediyete yollayacak kollarının arasından; ama inan bana üzülmeyeceğim, çünkü tek yüreği ayırmak imkânsızdır. Atarsa aynı göğüste atacak, duracaksa aynı anda duracak ve o son yolculukta kollarında son bulacak….

Ve sonsuzluk, ilk kez sonu olmayan bir aşka şahitlik edecek
“Şahit misiniz?“ diyen sese, ağlamaklı bir sesle cevap verecek
“evet şahidim!“
Ve bir ses yıkacak hüzün duvarını “ seni seviyorum”