:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Lale Devri...
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Lale Devri

1718 yılında imzalanan Pasarofça Antlaşmasından sonra Osmanlı Devleti'nde yeni bir dönem başlamıştı. 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanına kadar, 12 yıl süren bu döneme Lale Devri denir. Sultan Üçüncü Ahmed ve Damat İbrahim Paşa barışçı bir siyasetten yanaydılar. Lale Devri de bu barışçı politikaların bir ürünü olarak ortaya çıkmıştı.

Lale Devri'nde edebiyat, kültür ve sanat alanında gelişmeler olduğu gibi, teknik konularda da Avrupalı devletlerden etkilenilerek bazı yenilikler gerçekleştirildi. Bu dönem de Avrupa'ya ilk kez geçici elçiler gönderildi. 1727 yılı ortalarında Osmanlı Devleti'nde de matbaa kurulması için düzenlenen padişah fermanı üzerine, Paris Elçisi 28. Mehmed Çelebi'nin oğlu Sait Efendi ve İbrahim Müteferrika ilk matbaayı kurdular (16 Aralık 1727).

Lale Devri'nde Yalova'da bir kağıt fabrikası kuruldu. İstanbul'da sık sık çıkan yangınları daha hızlı kontrol altına almak için, yeniçeriler içinden bir itfaiye örgütü oluşturuldu. Yine İstanbul'da bir kumaş fabrikası ve bir çini imalathanesi açıldı. Her tarafta birçok köşk, saray ve lale bahçeleri yapıldı. Ayrıca Doğu kültürünün klasik eserleri ilk kez Türkçe'ye çevrildi. İstanbul'da halk yıllar süren savaşlardan sonra böyle bir dönem yaşamanın mutluluğu içerisinde idi.
Lale Devri ni bir çok kez okudum.. aslına bakarsanız siz kısaltarak yazmışsınız çok büyük önem taşıyan bu dönme bir çok yeniliklerinde başlıngıcı olmuş Lale Devri diğince insanların aklına ilk bu devirde çok laler mi vardı acaba diğe bir soru da takılmıyor değil...Tabi pek alakası olmasa da...Bu dönemde en çok ilgilendiğim konu ise Patrona Halil İsyanı herkesin okumasını tavsiye ederimm..
Yani kısacası şöğle de diğebilirim...

Padişahın, sadrazamın eğlence ve israfları, yakınlarını iyi mevkilere getirmeleri ve yeni vergilerin konması halkı sıkıntıya soktu ve şikayetlere sebep oldu. İlmiye sınıfından Zülali Hasan ile İspirizade Ahmet Efendiler Patrona Halil'i bir isyan için teşvik ettiler. Tarihimizde Patrona Halil isyanı diye anılan isyan patladı. İsyancıların ısrarıyle İbrahim Paşa öldürüldü, sonra Sultan III. Ahmet tahttan indirildi. Böylece Lale devri kapandı.
.
bilgilendirme için sizlere teşekür ederim..
köklü bir değişim amacıyla başlatılan ve hayatın her noktasına nüfuz ederek yaygın bir biçimde gelişmeye başlayan bu kültür, henüz yeni yeni doğmak üzereyken Patrona Halil adlı, haydutluğuyla meşhur bir hamam tellağının örgütlediği bir isyanla son buldu.Senem Albayrak ın da değindiği gibi insanların akılına bu devirde lalelerin çokluğu takılıyor.Laleler için şunu söylerim; Lale sıradan bir çiçek değildir. Biçiminde tasavvufun tanrısal gizemini, yaprağında bir dönemin ince şiirini, al renginde boynu vurulan zevklerin feryadını saklar. Yapraklarının dibindeki yanık lekede Türkiye tarihinin günümüze dek uzanan gizli çelişkisi tüter. Hollanda dünyanın her yanına lale ihraç ediyor, uluslararası lale şenlikleri düzenliyor. İnsanın içinden sormak geliyor: Hey Hollandalılar sizin hiç Lale devriniz oldu mu? Lale üstüne şiirler şarkılar yazdınız mı? Kızlarınıza Lale adını hiç verdiniz mi? Lale yetiştiren sadrazamların boynunu vurdunuz mu? Lale bahçelerini talan edip, lale yetiştirmekten korktuğunuz dönemler oldu mu? Siz laleyi lale sevdasını, lalenin ahını bilir misiniz? Bunların hepsini biz yaptık. Bizler, bu toprağın ince, soylu, hırçın, kaprisli ve kanlı çocukları. Laleyi çok sevdik ve sevdiğimiz çok şey gibi öldürdük.