:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Son Kimlik Olsun
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3
1nmq2.gif

Öyle çok reddedildim ki, öyle çok unutuldum ki senin tarafından, sensiz
kalmak yüreğimi ezen tek korku artık. Öyle ki hayatım yalnız bir korku
halinde ayakta duruyor şimdi... Korkumu gerçeğe büründürdüğün anda yıkılıp
gideceğim. Her şeyi tükettim. Hayata tutunmak adına ne varsa her şeyi yaktım
seni sevebilmek için... Tüm sabrımı, kendime ve insanlara güvenimi, sevginin
hayatın tek harcı olduğuna olan inancımı... Artık senden başkasına verecek
enerjim, sevgim ve hayatla hesaplaşacak bir benliğim kalmadı. Geriye dönüp
sığınacak bir kendim kalmadı...
Şimdi bana varlığımın sana acı vermediğini söylüyorsun. Gitmemi istiyorsun,
sonra yeniden gelmemi... Ve sonra yeniden gitmemi... Beni sensizliğin o
dipsiz çukuruna önce sarkıtıp, sonra yeniden gün ışığına çıkarıyorsun.
Sevgimi, yokluğumu hissettiğin yerde bulmak istiyorsun. Aşkımın benliğini ve
hayatını ele geçirmesinden duyduğun o sebepsiz korkuyu yenmek için, bana
seninleyken tekrarı olmayan bir şiiri hatırlatan zamanın, sana benimleyken
gösterdiği monoton ve tüketici yüzünü yok etmek için oynadığın bir oyun bu
belki de... Beni deliliğin sürgünlerine yollayıp, sonra yeniden kalbine
çağırıyorsun.
Korkuyu beklemenin telaşı korkunun kendisinden çok daha ürkütücü biliyor
musun? İşte bu yüzden sensizliğin karanlık kuyusuna kendi ellerimle
bırakıyorum kaderimi. Korkuyu beklemekten vazgeçiyorum, ama asla seni
sevmekten değil, sevgili... Sana veda etmeden kayboluşa karışmam da aslında
sadece bunun için...
Madem varlığım acı vermiyor sana, madem ki ancak yokluğumda sevgimi
hissedebiliyorsun, öyleyse yokluğumla kal sevgili... Madem ki yokluğumla
daha mutlusun, o halde yokluk benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun...
jpegcp2eb6.png

Sessizlik cinayettir bazen!


Belki ellerine kan bulaşmaz; belki gözlerini yumar, kulaklarını tıkarsın; çığlıklar parçalanır duvarlarında...
Kafanı çevirirsin yardim nidalarına ya da elvedalara...
Hiçbir şey değişsin istemezsin; yolunu tutmuş, yükünü almışsındır; paylaşmayı bilmezsin....
Kimsenin yerine koyamazsın kendini; ne anlamaya, ne anlamlandırmaya çalışmazsın bir şeyleri...
Sevgiden, aşktan, dostluktan dem vurup, ortak olmazsın sorunlarıma...
Her adım atışında çekersin kendini geri; “konuş!” derim, susarsın...
Ya düşüncelerin yoktur kendine ait, ya korkarsın düşündüklerini söylemekten...
Gerçekten var mısın, ihtiyacım olduğunda ortalıkta görünmezken...
Nasıl inanırım sana; haklıya “haklı”, haksıza “haksız” diyemezken...
Sessizlikte boğulurken sesim; ancak fısıldayarak söyleyebiliyorum: “sessizlik cinayettir!”

Gidene “gitme” diyemeyenin, gelene “hoş geldin”’i ne kadar anlamlıdır bilemiyorum.
Benim gibi konuşmayıp, benim gibi yazmayandan uzak durursam; nereye götürür beni bu tekdüzelik!

Arada bir “saçmala!” desin biri, ölçüp biçeyim, düşüneyim üstünde; onun kadar sert, onun kadar umursamaz olmayayım; içim rahat olsun “yanılıyorsun” derken ve gülümseyeyim.
Dikkatli oldugumdan dikkat isterim doğru; kaçınırim kötü söz söylemekten; anlamadan itham etmek istemem; tahammül gösteremem yargısız infazlara; her duyguma bir cümle bağlayabilirim istersem; ama öfkelenmeden yazamam, yazamam yazmasına da sövemem de kimseye...

Sessizlik izin verir karşındakine, seni dilediğince yorumlaması için...
Ve bazen, en fazla bağıranla, hiç sesi çıkmayanı ayıramam birbirinden...
Ve merak ederim: “Ne saklıyorlar benden?”

Belki gözlem yapıyorlar, belki veri topluyorlar; herkes bağırırken susmak, erdem sayılır belki; ya sessiz çoğunluğun bir parçası olmak?
Ben ağlarken gülüyorsan anlayış gösterebilirim; ben ağlarken ağlıyorsan “dostum” diyebilirim, ben kalırken gidiyorsan “korkak” sanabilirim; ben severken itiyorsan, vazgeçebilirim senden ve ben sorarken susuyorsan, katlim vaciptir demektir; ölebilirim!
Sessizlik cinayet işler bazen; ne bir tanık, ne bir kanıt bırakmaz arkasında; bazen bizim gibi sessiz, bazen tırnaklarını toprağa geçirerek, hayatımızdan çıkıp gider insanlar; bazen anlamamanın, bazen anlaşılmamanın acısını duyarlar.
Ve fark etseler de, etmeseler de, kimse güvende değildir artık; oysa, güvende olmak için tercih edilir susmak!
Ve vicdanımızın tek düşü olur; deliksiz uyumak!
65019575smallsw7.jpg


ıçimi yaralayan ses tekrar çağırıyor beni."gelmem için bu kadar ısrar
ettiğine göre söyleyecekleri önemli şeyler var"diyorum.peşinden ne zaman
gitmek adına hamle yapsam gerçek ile hayal arasında ürkütücü bir çığlıkla
benden kaçıyor.kime sorsam karşılığı amansız bir sessizlik.ne olduğunu ve ne
yapmam gerektiğini bir oyun sanki.muhtaç olduğum gereksinimlerimin yanında
düşündüğüm ya da düşünmek istediklerimin esiri olmuş gibiyim.sanki ne yapmak
istediğimi biri biliyor ve benden önce davranarak hayat akışıma benden önce
yön veriyor.bir çeşit hapishanede hissediyorum kendimi.gardiyanlar ölüm
uykusuna dalmış öylece uyuyorlar.kurtulmam için tek ümidim ise içimden gelen
o ses.
bütün hayatımı vermeye hazırım uğruna.arıyorum sandıklarım aslında
inandıklarımmış.zaman ağlıyor çok mu geç artık yarına.tanıyorum o sesi;bana
çektiren masum bir aşkmış...
soğuk geceler hissettiklerimin karşısında sadece bir ayaz.beklerim
hasretle gündüzü.yalvarırım her gece.teselli etmek yıldızları bir de
ayı.esir almış karanlıklar sevdayı.güzel rüyalar neden en derin duygulara
saklanır ki?meçhul denen manalar akarken kuytulara.hayallerim birer damal
oldu hiç durmadan yağıyor.hicranlarım yağmur sonrası güneşi andırıyor.
pişman olmak sebepsiz ayrılığa benzer.sorgulaması için bir nedeni
olmadığından kabullenmek zorundasındır.çare aramakla bılınacak bir şey
olsaydı ne manası kalırdı.onun seni bulması için ihtiyacın olan tek şey
sadece "zaman"...
düştü gölgeler üstüme aciz kaldım.sen yine aklıma geldin,tatlı rüyalara
daldım.hayallerimi ovdum kapanmak üzere olan izlerinle.korkularımı
kovdum,zor dayanmak kadere dolan gözlerimle.halimde diz çökmüş günahlar
vaziyeti vardı.sen yoksun ümitlerin sönmüş eziyeti kaldı.
hüzünler,yüzü hatırlatıyorsa bir çekişlik nefesin olmaya razıyım.sen
yalnız gül yüzünde açsan ben her mevsim solmaya razıyım.
deryalardaki feryadı gam vurarak,gökyüzündeki mehtabı dert
yanarak,çöllerdeki serabı sen sanarak kıskandım...
[url=http://www.duygusuz.com/forum/cikis.php?url=http://www.baktabul.com/report.php?p=114200][/url]
kaars31xmas9.gif


Gecenin koynunda kimsesiz bir aşk yatıyordu.
Tüm ahali abandı üzerine.
Herkes kaptı/kaçtı/(ç)aldı.../ Lakin paylaşılamayan birşeyler vardı.
Herkes çekildi kuytusuna, tek kişilk aşklar yaranamadı sahiplerine.
Bu işte bencillik vardı.
"Paylaşılasıdır aşk."
Ben yüreğimden veriyorum senin susmana anlarvardı...
Ağzına acı biber sürdüm az önce aşk alıp kaçanların, güzel söz söylemeyi bilmedikleri için. Şimdi kör kuyunun başında yitirilmiş duygularına ağlıyor ahali ağızlarındaki acı tatla.
Şerbetten yoksun bir gece bu...
Dermanı yardadır, gelsin ilaç olsun...
Eski çağlardan kalma bir kitabeydim ki anlaşılmıyordu kalemimin dili.
Sırası gelen pas diyordu ve ben yetemiyordum susmamaya. Susamıyor ama susuyordum. Kahredesi bir susuzluktu bu. Çöl yolcuları kadar hasrettim suya... Su hayattı!
Kör kuyunun başındakilerden su istedim, hepsi korkaktı.
Burdan şu kanıya varmıştım;
Yüreğinin yettiğine yetemiyorsan, açlıktan ölebilirsin. Ben de susuzluktan ölecektim bu gidişle.
Sormayı unuttum;
Aç mısın?
Yastığın papatya mı koksun, karanfil mi?
Açlığa mezar çok! Ama bilirsin sıcak döşek yok...
gfcjm8.jpg
>Diyelim ki balıkmışım
>ben, sen de bir balıkçı..
>İkimiz de biliriz, sineğe bile kıyamazsın.
>Öyle boş oltayı atarsın denize.
>Bilirsin salak olmadığımı,
>Ama aşık olduğumu bilmezsin.
>Ben sana inat yakalanırım.
>Şaşırırsın, nereden çıktı bu diye..
>İstediğin balık değil ki,
>Oturmak iskelede..
>Mecbur çekersin yukarıya,
>Acı çekiyorum ne de olsa.
>Dedim ya kıyamazsın,
>Uzanırım avuçlarına,
>Bilirim senin yanında yaşayamayacağımı,
>Sen de bilirsin,
>Öldürmeye kıyamazsın.
>Bakarsın avuçlarındaki aptal balığa,
>Ben de sana,
>Sonra beni kurtarmayı seçersin,
>Ben avuçlarında ölmeyi seçmiştim oysa...
>Bırakırsın denize,
>Yüzünde kahraman gülümseme,
>Hayat kurtardın ya biraz önce,
>Sessizce boğulurken mavilerde.
>Son kez bakarım iskeleye,
>İskeledeki aptal balıkçıya,
>Sen de kurtardığın balığına...
sevbx0dz3mr0.gif
Bu Aşk Sadece Bir Çıkmaz Sokaktı...


5089.jpg


Bizim de bir ayrılık vaktimiz varmış zamanını hiç hesaba katmadığımız.
Yıllara yaydığımız aşkı, nasıl da hunharca harcamışız meğer.

Nasıl da tüketmişiz elimizde, avucumuzda ve yüreğimizdeki tüm bozuklukları,
Artık harcayacak kuruş kalmamış…

Zaman hesap yapma zamanı değil sevgili!
”Koy yüreğini ortaya, iç hesaplaşma yap” demiyorum artık sana.
Kimin ne kadar çok sevdiğinin de önemi yok artık
“Riyasız, yalansız, çıkarsız, yarınsız” diye başlanılan aşkın “hiç kimseydin” diyerek kapatılması koyuyor insana…

Şimdi avucumu açıyorum ve bir damlacık sevgi bulamıyorum, avunacak

“Kim daha çok sevdi?” diyorsun ısrarla
Bitmiş bir aşkın hesabını yapmak, yakışıyor mu bize?

İllaki istiyorsan sevgimizin derecesini iyi dinle o zaman beni
Benim aşkım bir okyanus;
Seninse ;
Elini suya batırdığında, parmağının ucundan süzülüp düşen su damlasıydı…

Bu aşk sadece bir çıkmaz sokaktı…
Olur ya, birgün beni hatırlarsan, seni ne çok sevdiğimi hatırla... Belki de sevgilerin en safıyla sana nasıl inandığımı ve yüreğimde sevdanı taşıdığımı hatırla..Günler, geceler, aylar boyu sana, sevdamın her satırında, her dizesinde, sadece sana yandığımı hatırla.. Bazen çaresizlik bağlarmış insanın elini, ayağını, ümitsizlik için de, sana nasıl sımsıkı sarıldığımı hatırla...

Olur ya, birgün beni anarsan, bir film şeridinde yada kulağına değen bir müziğin namesinde, özlem için de geçen o günlerimi hatırla... Bir adımda sana koşmak varken, gözyaşlarımda çırpınarak nasıl boğulduğumu ve sana nasıl inandığımı hatırla... Geceler boyu, sıcaklığını yaşayamamış olmamın, buz gibi bir hava da sıcaklığına sarılmanın sevincini ve özlemlerin en acımasızına nasıl kahrolduğumu hatırla..

Olur ya. birgün beni hatırlarsan, en içli şarkılarda çıkıp gelirsem aklına birden, hüzün bulutları çökerse yanıbaşına ve bir iç sızısı hissedersen yüreğinde, beni hatırla... Biz baharı kucaklayamadık sevdiğim, sevdasıyla kucaklaşanları gördüğün de beni sakın, sakın unutma... Kördüğümler boğazım da, çaresiz katlanmak zor bu gamlı yazgıma,
bin dualar benden artık sana...

Beni unutma, dalından düşen bir yaprak yada gözyaşında...

Seni çok seviyorum, sakın beni unutma...
Sayfalar: 1 2 3