:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Ben Ve Gecelerim Hep Seveceğiz Seni
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4
m14ic1.gif

Ben Ve Gecelerim Hep Seveceğiz Seni

Daha kaç geceler böyle sessiz, böyle sensiz yaşayacağım?..Bilmiyor musun ki ey yar, beni ne çok mahvediyor uzaklığın, ne çok bölüyor kalbimi kalbin... Bir gece daha başlıyor... Önümde upuzun yaşayacağım bir gecem, bir karanlığım daha var.Saatlere, saniyelere gireceğin; damarımdaki kanıma kadar işleyeceğin bir gecem daha başlıyor... Bir gecem, bir sevdam daha başlıyor ama yazık ki gözyaşları ma giren olmayacaksın yinede.
Beni artık acılarımla baş başa bıraktı ağlamalarım. Göz yaşlarım bile beni terk etti.Sen geldiğinden, sen olduğundan beri tüm her şey beni terk etti. Ben de tükettim onları zaten.Evet artık geceleri uyuyamıyorum. Karanlıklar başlar başlamaz başlıyor kalbimin ağlamaları.Önceleri onları dinlemeye, onlara ses vermeye çalışıyordum. Fark etmiyormuşum gibi davranıyordum. Sırf o karanlık geceyle yüz yüze gelmemek için.
Biliyordum o yalnızlığı yaşamam gerekiyordu. Bir insan arıyordum yanımda, geceyi bana unutturacak.

Onun iyi, güzel ve çirkin olması da önem taşımıyordu. Yeter ki olsun yanımda.Olsun ki gece üzerime üzerime gelmesin. Yanımda birini görüp vazgeçsin benden.Veya yanımda birileri olsun da unutayım istiyordum [b]SENİ.

Biliyordum ki geceyle yüz yüze kaldığım zaman “Sevda” dışında bir şey olmayacaktım.Sonra, sonra bu dönem de kayboldu. Yalnızlığı arayan, yalnızlığa özlem duyan oldum.O karanlık gecelerin ıssızlığına gömülmekten kaçamaz oldum. Çünkü onlar da seni buluyordum. Çünkü bana gündüzlerin veremediğini veriyordu geceler SENİ...

Gündüzlerde yoktun, aydınlarda yanımda yürüyen değildin. Ama geceleri öylemiydi?... Geceleri yüreğimde yürüyordun ve ben adımlarında yaşayandım. Artık uyuyamıyorum. Hem de hiç mi hiç Ne kadar çabalasam da olmuyor. Bir garip ağırlıkla kah seni bekleyerek kah gelmeyeceğinden emin olarak geçiriyordum saatleri.

Seni yaşıyordum. Gecelerde yüz yüze kalıyorduk seninle.Gece vefalı, fedakar bir anne gibi kucağına alıyor beni sabaha kadar götürüyordu. Zaman akıyor muydu, geçi yor muydu bilen değilim. Hiçbir zaman da bilen olmadım.
Bu yaralarla, bu kanıma işleyen aşk yangınlarıyla sabaha nasıl kül olmadan varabiliyordum? Bilmiyorum gerçekten. Yanmaktan ateş olduğum bu gecelerde beni tüketmeyen neydi?Sevgin mi? Beni evirip çevirip kora getiren söndürmeyen neydi?Bağrımdaki yangından neden yok olmuyordum? Beni sabaha vardıran geceler miydi yoksa? Geceler Benim gecelerim...... Senin gecelerin... Seni yaşadığım Geceler. Gönlümde bir derin yarasın sen!

Bu gecelerde de çok şey istedim bir şeyler yapabilmeyi. Elime çoğu kez kalem kağıt alıp seni yazmayı istedim. Olmadı ama. Kalbim seninle öylesine doluydu ki her hareketim sönük kalıyordu.Ben çaresizliği kapılıp gidiyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Saatlerce, saatlerce oturup seni düşünüyordum. Kalbimde bastırmaya çalıştığım duygularıma ilk olarak geceleri yaşama hakkı veriyordum.Herkesten gizlemeye çalıştığım o korları gecelere çıkartıyordum sanki. Gecelerden saklamıyordum hiçbir şeyi. Gecelerle paylaşıyordum, ve geceler sarıyordu beni. Beni alıp sensizliğin okyanusunda boğmuyordu.

Beni sensizliğin zirvesinde, en uç noktasında aşkın sonsuzluğuna götürüyordu. Artık bu geceleri sevmeye başlıyorum. Bana seni getiren geceler..... “Benim gecelerim onlar.... Benim senlerim benim yalnızlıklarım, benim aşklarım diyebildiğim gecelerim.” Evet artık uyuyamayan, ağlayamayan gözlerime ağlamıyorum. Gecelerimi de feda ediyorum sana. Gündüzlerde söyleyemediklerimi gecelerde haykırıyorum. Ve uçsuz bucaksız seviyorum seviyorum SEVİYORUM. Artık uyuyamıyorum, evet. Uykular haram oldu bana senden sonra. Hem nasıl uyuyabilirim ki?Gözlerin var artık gecelerimde, senin gözlerin senin karanlık gözlerin.. Hiç görmediğim gözlerin....Sanıyorum ki artık sana yalnız ben değil, geceler de vurgun!


Beni böylesine koynuna alışı, karanlığında bunca aydınlatması neden? Evet sen öyle güzel, öyle güzelsin ki, geceler de seni sevdi.Öyle ki sana ihanet edip de seni yaşamıyormuşçasına uyumaya, gözlerimi yummaya çalıştığım zaman hemen giriveriyorlar içime ve seni getiriyorlar bana. Gözlerimi öyle bir açıyorlar ki bir dahasına kapayamıyorum bile.... Ve ağlayabilmeyi diliyorum bazı geceler. Bunu gecelerden sonsuza diliyorum.Ağlasam, doyasıya hıçkırırcasına ağlasam belki seni bir parçacık olsa unutur ve kendi içime gömülür birazcık gözlerimi yumabilirim diye düşünüyorum. Sabahları uykuda yakalayan olmaktan çıkıp, sabahları uykuda bulunan olmak istiyorum. Bunun için istiyorum ağlayabilmeyi. Sana olan özlemimi, içimde bir dağ kadar ululaşmış hasretini belki bir parça dindirebilirim diye düşünüyorum.

Belki seni birazcık gömebilirim de yüreğime, rahatlarım diye umuyorum olmuyor. Ağlamaya çalışıyorum, ağlamalarım bana isyanlar ediyor. Geceler bana bu isteğimi vermiyor. Ne zaman ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup kalıyorsun gözlerimde. Gözlerimde donan birkaç damla yaş oluyorsun, o yaşları da sarıyor geceler.

O yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler beni... Geceler unutmamı istemiyor seni, geceler bana ihanet ediyor. Geceler senden yana sevdiğim, geceler seni yaşamamı istiyor. Sözümü dinlemiyor..... Güneşi özlediğim oluyor arada bir. Yeter diyorum bunca yıldızla arkadaş olduğum. Seni unutup da yıldızları gördüğüm anlar olursa tabii.

Beni böyle gördükleri zaman anlamıyor insanlar. Nasıl böyle saatlerce kalabildiğimi sorup duruyorlar. Böyle tüm dünya uyku içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı dayattığımın sırrını anlamıyorlar. Ve onlar bilmiyorlar ki içim bir kordur...Tüm dünya, tüm tabiat susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde gizlenmektedir tüm dünya... Ben içime tüm insanları,,, tüm milyarları almışım. Farkında değiller. Herkesi ve her şeyleri sığdırmışım içime. Bir sen sığmıyorsun, bir seni sığdıramıyorum kalbime, bilmiyorlar...Ve senin uzaklığın, ve senin gece kadar olan uzaklığın... Bana öyle uzak öyle yabancısın ki sevdiğim, seni senden istemeye korkuyorum. Geceleri bu yüzden seviyorum. Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... ve seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni gündüzleri istemeyişim.

Evet sevdiğim bana her şeyden ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor, her şeyi paylaşıyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun. Ama ama sitem bile etmiyorum... Sana söyleyecek söz bulamıyorum. Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam biliyorum geceler alır onu elimden, dilimden de. Sana söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin vermez. Ve ben seni yaşıyorum. Olsa olsa sana “BU SEVGİYİ YAŞA” diyebilirim. “Gel birlikte yaşayalım” demeye dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına. Kaybettiğim değilsin.

Ben seni hiç yitirmedim. Çünkü içimde taşıdığımdın hep. Benden bir parça oldun sen. Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de kaybolmayacaksın. Evet, seni anlamakla, seni yaşamakla, seni sevmekle geçirdiğim bu gecelerde, sabahladığım bu gecelerde, benden çok uzaklarda bulunan sana uykularında bir rahatlık veriyorsa sevdam, ne mutlu bana. Gecelerim...“Sarın yaralarımı geceler” demiş bir şair.. Beni bu geceler mahvetti desem haksızlık mı ederim onlara. Beni sen mahvettim desem yalan olur bu. Ama beni bu geceler, geceleri de bana musallat eden sensin. Senin sevdanla başladı gecelere sevda yazmam. Sevda masalı okumam bundandı. Ben bu gecelerde tüm karanlıkları dağıtabilirim. Bana hüzünlerini, bana acılarını ver sevdiğim. Ver ki senin acılarını da ortak edeyim gecelerime. Ver ki gecelerle kavgalı olayım.Şimdi seni getirdikleri için onlara ses bile çıkarmıyorum. Sen yaşadığımsın, yaşatanımsın. Sevdamsın sen...Belki ben anlatamıyorum ama geceler bu sevdaya şahittir. Çünkü artık onlarda bu aşka ortak oldular. Belki benden bile çok seviyorlar seni. Ben seni hiç mi hiç gözlerimle bitirmek istemedim.

Ve gecelerin içinde, gecelerle birlikte hep sevdim seni...VE HEP SEVECEÄžİM...
Ne kadar birlikte olamayacağımızı bilsem de Ben ve Gecelerim Hep seveceğiz seni...
[/b]

img120458perigosasq4yk4.jpg

___ Ben SadeCe Sana Seni Sevdiğimi SöyLemek iStedim ___


Nerden aklıma geldin bilmiyorum.
Ben sadece sana seni sevdiğimi söylemek istedim, nedensiz bir istek bu, saçmaladığımı düşünebilirsin ama bir önemi yok artık...
Hem nedenlerin ne önemi kaldıki hayatta, herkes kendine verilen rolü oynama derdindeyken, kim sorgular ki nedenleri?

Firavun tapınaklarında ölümsüzlüğü ararken sana rastlamış gibiyim.
Sahte tanrılar kadar yalan bir hayatım var.
Ama buna inan, yalanlar üzerine kurduğum dünyamın en gerçek yalanısın sen...
Şimdilerde yeni yeni anlamlar yüklüyorum sana, hak etmediğim kadar çoğaltıyorum seni içimde.
Sahiden var mısın bu yasamda sen?
Yoksa bir hayale mi tutkunum ben?...

Gözlerim ağırlaşıyor mum ışığında, uykusuzum yine.
Kaç gecedir uyuyamıyorum ama sen bana aldırma, uyumasamda gel gir rüyalarıma çünkü seni görebildiğim tek yer rüyalar artık...
Onlarında beni terketmesi yakın, sadece seni görebilmek için uyuduğumu anlamış görünüyorlar.
Neyse ki gün aydınlanmak üzere, bu gecede kandırdım onları, yine seninle aldattım düşlerimi.
Yataktaki düşlerimin üzerini örtüp avluya çıkıyorum, düşler sonbaharı andırıyor, solgunlar hepsi...

Avluda kanadı kopuk melekler ağlaşıyor, birbirlerinin kopuk kanatlarını dikiyorlar gözyaşları içinde.
Köşede yaralarını yalayarak temizleyen bir kedinin iniltisi duyuluyor, sesi kanıyor sanki...

Sırtımı bir ağaca yaslayıp oturuyorum, ağaç yorgun ben umarsızım...
Dudağıma unutulmaya yüz tutmuş bir şarkı yapışıyor içinde senin adın var.
Söylemeye başlıyorum kısık bir sesle, sesime yabancıyım sanki.
Uzun zamandır duymadım kendi sesimi, öylesine uzağım kendime bilemezsin.
Ruhum bir başka bedene göç etmiş gibi, sahiden benim m,i bu ses, bu beden?
Tanımsız bir cisim gibiyim kendi yaşamımda...

Şimdi bir baska dilde seviyorum seni...
Ben sadece sana seni sevdiğimi söylemek istedim...
Avludaki kanatları kopuk melekler ve sesi kanayan kedi kadar bağlıyım yaşama...
git" dedim "me"yi ekleyemedim... !

lvbacktn3ha1.jpg


git.......... me

gitmelisin...

yüzünü bir daha dönmeden gitmelisin...

ardına ve arkanda bıraktığın bana bir daha dönmemek üzere gitmelisin....

bu güne kadar seni görmediğim bir gün olmamıştı... her gördüğüm an daha çok özlüyordum seni... her gördüğümde içime biraz daha işliyordun... sensiz nefes alamayacağımı düşünüyordum... görüşemediğimiz iş saatlerimizde sesinle avunuyordum.. sesinle dolduruyordum içimde ki boşluğunu... sesin kulağımda, varlığın içimdeydi...

bir günü bir güne ekliyordum... aşka aşık olmaktan vazgeçmiş, direkt sana aşık olmuştum... seni bir bütün olarak sevmeyi öğrenmiştim... içimde ki senden farklı yönlerini gördüğümde şaşırıyor ama hiçbir zaman vazgeçmiyordum seni sevmekten... artık sevgi ötesi bir durumdu varlığımda ki varlığın...

ben, ben olmaktan çıkmıştım...

ben, sen olarak yaşamaya başlamıştım...

bir beklenti taşımıyordum sana karşı...

bu güne kadar hep yalnızdım... yalnızlığıma dokunulmasını, kanımda dolaşan özgürlüğümün kısıtlanmasını düşünemezdim... fakat, yanımda olan senle yalnızlığım dağılmaya başlamıştı... çevreme ördüğüm duvar gittikçe yıkılıyordu... korkmam gerekirdi ama keyif alıyordum... yeni bir ben buluyordum karşımda...

bir beklenti istemediğini fark ettiğim anda şaşkına döndüm... korkmuştun... kaçmak istiyordun... yaşantında gittikçe şekillenen ve gittikçe sevdiğin benden korkmuştun... beni daha fazla sevmekten korkmuştun... benim sevgimin sorumluluğunu taşımaktan korkmuştun... beni taşıyamamaktan korkmuştun...

aramıza bir mesafe girdi, korkularımızın açığa çıkmasıyla...

artık görüşmez olmuştuk... kavgalarımız çıkmaya başladı... beraber yapamıyorduk ama ayrı iken hiç olmuyordu... bir müddet ayrı kalmak istiyorduk... canhıraş yürek bağırtıları ile teslim oluyorduk tekrar birbirimize...

sevgi yüreğimde, sensizliğe teslim olmuştum...

beklediğim seni, sana teslim etme zamanı idi...

yüreğimde ki acıya rağmen sana seslendim...

git;, dedim...

susma hakkını kullandığını söyledin...

ancak, alamıyordum sevgiyi... veremiyordum sevgimi...

sevgimiz donmuş ve kalıp şeklinde bekler gibiydi...

ve biz yenilmiştik...

git;, dedim...

kanayan yüreğimde ki yara daha da açıldı...

git;, dedim...

gitmeni hiç istemedim...

gitmeyi hiç istemedim...

git;, dedim...

me'yi ekleyemedim...

git............. me .
olmadikk9yf9.jpg

yok oLu$un sirenLeriydi bu kaLbimde cInLayan.
birazdan cIkILacak öLüm yoLcuLuguna hazIrLIk war.
BombaLar yerLe$tiriLen hayaLLerin pimini cekmeye ramak kaLdI.
sag kaLan oLur mu bu faciada biLinmez.
Ama bIraktIgI hasarIn teLafisi oLmaz bu beLLi..

... ... ... ... ... ....

kIyametin koptugu wakit geLmi$tir coktan
iLmek geciriLen hayatIna son tekmesini yemi$tir
Ruhu cIkIp bedenden mah$erine dogru giderken
bir cIrpInI$ görür uzakLardan
beLki gercek beLki serap..
Son bir kez bakar ardIna umutsuzca..
iLmegini dügümLeyendir gördügü.
öLüm fermanI gectikten sonRa uyguLamaya
"gitme" der her$eyin bittigi yerde.
"gitme yapamam sensiz"
Ama can cIkmI$tIr bir kere bedenden
"ke$ke" der
"ke$ke kan kaybederken dindirseydin yaraLArImI
ke$ke yazacagIna siLseydin öLüm fermanImI
ama.. artIk ne fayda
yine senin yoLunda .. öLdü bu sewda."
karanligimpg4ni1.jpg

Artık kabullenmişliğin yorgun havasını çalıyorum şimdi..
Vurgun yemiş satırlarım son yıkıntıların altında çırpınırken..
Ben derinden bir türkü tutturmuşum akıp giden zamana..
Hislerim yanıyor!..
Dumanını çekiyorum içime efkar sigarasıdır diye..
Ve ben artık, kaybetmişliğin ardından ağlayan çocukları oynuyorum..


Neydi bizi bu karanlığın girdabında rotasız bırakan..
Neydi hislerimizin dumanını savuran?..
Yok olmuşluğun keyifsizliğini mi sürmeliyim şimdilerde..
Yoksa senin yok oluşunun acısını mı sindirmeliyim içime?..

Yoksun!..
Bir hayal kadar duman, bir duman kadar bulanık hayalin..
Tutunacak gibi oluyor ümitlerim..
Bir adım veriyorum sana karşı..
Bulanıklığı da kalmıyor dumanının..
Yoksun!..

Az önce verdiğim nefes kadar anlıktı varlığın..
Az önce hayat verdin bana, ama şimdi; yoksun!..

Karşımda bulanık dumanın, içimde hislerin alevi..
Ve elimde kalemim..
Son demlerini döküyorum satırlara teslim olmuşluğun..
Son nağmelerini mırıldıyorum titrek dudaklarımdan..
Ve üşüyen ellerimle enkazını oluşturuyorum ..
Ardında yıkıntısını bıraktığın satırların..

Sen, tutulan el kadar sıcak bir gerçek..
Verilecek bir nefes kadar da gidicisin..
Tutsam içimde öldürecek, bıraksam uçup gideceksin..

Sen, efkar sigaramdaki duman kadar hayal..
Enkazından kurtulamayacağım kadar da..
Yıkıntı bıraktın ardında..

Ve ben kabul ettim..
Yenildim, yok edildim..
Bir ruh kadar sessizim şimdi odalarda gezinen..
Gözdeki fer kadar gidiciyim ben de..
Elveda hayallerin kahramanı,elveda aşkın dumanı..
Ve elveda yıkıntılarımın mimarı..
Yak!..
Yık!..
Estir dumanını!..
Gözlerimden feri de çek!..
Öyle git!..

Nasıl olsa gidişine bağlamıştım ipimi..
Mezar taşıma da adını çiz, öyle git!
depresyon2km6tz2.jpg

Bitmişlik..
Tükenmişlikle..
Gözlerin arasında bir yerdeyim. ..
Ne yerdeyim. ..Ne gökte...

Yalan söylemedim hiçbir zaman...
Korkum vardı..
Titremekliydi hallerim. .
Kalbim derin bir yaranın üzerine veriyordu acı acı nefeslerini..
Amaçsız yürüyordu ayaklarım yıllardır..

Derin bir yağmura çektin beni...
Kelimelerini içtim..Sarhoş oldum..
Bir gece yarısı susuşlarına düşürmüştüm,bir damla gözlerimden..
Birde...
ihanet mi? sorusuna veremediğim susuşlara..


Susarak..
susa susa..
Susadım günlerce....

...


Kapımın kilidi korkudan kapandı...
Korkuları..
Acı , sızı ve özlemleri kilit yapmışım farkına varmadan kapılarıma...
Ve farketmeden...
Sende bir kilit vurdun... .

Adı neydi bunun?..
Yağmurda gözyaşımı..ihanetmi..Yokluk mu..?
Bilemem..
Bilmekte istemem..
Tek hissettiğim..
Daha yolun başındayken hayatın..
Sonumu beklemem. ..


Şemsiyemi açtım..
Bilmek istedim..
Yazdım...
Yağmur yağarken..


...

Yağmur yağıyordu..Üşümüştün..
Nasıl oldu bilmiyorum...
İçeri aldım seni..
Sessiz kaldık bir süre öylece..
Tozlu raflara,Unutulmuş kitaplara dokundu ellerin..
Durmadan bakınıyordun etrafa...
Unutulmuş duygulara sebep aradın kalbimin her köşesinde..
Ve şimdi kilitli kapıları zorlar oldun..
İçimi acıtıyorsun..
Bu gece son...


Dokunma yüreğime...
sitem10027fr2.jpg

Bu kez anladım
Kuru dallardan yapma
Bi köprüden geçiyorum

Ben ordaydım
Erbabı yalnızları
Yutan kentler biliyorum

Bu kez anladım
Hüzünlerden bozma
Mutluluklar yaşıyorum

Ben ordaydım
Acemi aşıkları
Boğan sular biliyorum

Ne müttefik belli
Ne sığınakların yeri

Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür
Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim
Vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim
Kan revan içinde hep kanamaz denen yerlerim

Hem suçsuz hem güçsüz hem halsiz...

Bu kez anladım
Kartonlardan yapma
Siperlere pusuyorum

Ben ordaydım
Huzurlu zamanları
Yıkan sonlar biliyorum


[url=http://www.duygusuz.com/forum/cikis.php?url=http://www.baktabul.com/report.php?p=48040][/url]
avatar11ch0.jpg

ufak sIyrIkLar wardI beLki yüreimde
ta ki bu sewdaya dü$ene kadar..
sIyrIkLarIm 1den enkaz oLana kadar..
sewmedi yüreim kimseyi bu kadar
sIzLamadI hec 1oLmazIn pe$inde bu denLi..
biLe biLe yakmadI ate$i kaLbinde
yada atmadI kendini ate$LEre..
görmek istedigini yerLe$tirdi beLki kaLbim icine
beLkide sahte yüzLErine aLdandI kim biLir..
warsa tek 1gercek
zincirLer wuruLdugudur en can aLIcI yerine..
ne iLeri gidebiLir nede geri..
aynI sIzIsIyLa kawurur kendini döne döne..
taa ki 1gün dayanamayIp durana dek..
Bu gece git nolur
Bir daha dönme arkana ve bakma
Bırak sönsün bütün ışıklarım
Bırak kalsın aklım karanlığında
Yollar sana kalsın

Beni bırak….

Hiçbir dolmuş
Hiçbir otobüs
Hiçbir tren
Uğramasın artık bu kente içinde seni taşıyan
Yollara yol olmasın gözlerim
En mülteci isteklerden arınsın

Seni taşımaktan yorgun kalbim…

Aklım ziyan
Aklım her köşe başında
Başımdan fırlayan bir düşman
Aklım aklına üryan

Git nolur….

Unutulmuş
Kimsenin uğramadığı
Burgacık dikeni olsun kentim
Rüzgar essin kurak topraklarıma
Bir kent ki yalnızlık başlı başına

Seni her hatırlayışımda alnımdan vursun hatıran…

Sokak lambaları yanmayan bu caddeler
Kimsenin oturmadığı bu sokaklar
Yıldızlara yer olmayan bu gök yüzü
Ve asla bana sırnaşmayan bu kedi

Unutturacak bana gidişini…

Seni sevmediğimden değil git diyişim
Kaybediyorum kişiliğimi sevdanın sıcağında
Bir parça bencillik kalmıyor ruhumda
Hayata küs
Yaşama kederli oluşum zamansız ayrılıklardan
Şimdi git diyorsam zamanı kendim ayarladığımdan

Beni zamansız ayrılıklarda vurma….

İçtiğim her sigarayı içime basıp
Kanayan yanlarımda söndürüyorum
Kül durdururmuş yarayı
Tütün basmak lazımmış yaraya

Bu yara başka yara…

En korkulu rüyalardan uyanmış gibi gözlerim
Elası harelenmiş
Bir çocuk masumluğunda korkak
Şaşkın bakışlarım
Ve annemi arayış saatlerim bunlar
Senden kaçmam anneme sığınmam

Belki en deli çığlıkları sebepsiz atmam bundan…

Ben beyazı anlatırken sen yine siyah diye tutturacaksın biliyorum
İnat damarların yine kalkacak ayağa
Yine isyan olacak sana laf anlatışım
Hep ama diye başladığın sözlerin gibi
Birer amalar yumağı daha koyacaksın ortaya
Ve en komiği ben yine inanmış gibi yapacağım
Peki……..…peki……..…pekiiii

Bu pekiler sadece kaçmak ki……..

Sorular ve cevaplar diyorsun
Yorgunum sonu gelmeyen anlatımlara
Sus sus artık ne olur
Ne ben sorayım sana
Nede sen gel bana
Kökünden dinamitlenmiş bir sevdaydı bizimkisi
Yanlış başladı ve yanlış devam etti

Şimdi sadece suskunluğumu alarak yanıma

Yollara düşmek istiyorum
Ceketsiz sabahlarda üşümek
Bir kır kahvesinde çay içmek
Bir kediye simit vermek
Bir kuşu kanadından öpmek
Ve kızmadan Allahıma
Şükürler olsun demek istiyorum….


Seni sevmediğimden değil
Sevgime yetişemediğimden isyanım…


Aklım ziyan
Aklım her köşe başında
Başımdan fırlayan bir düşman
Aklım aklına üryan

Git ne olur.... ne olur...
__________________
mor4785234mdqu1.jpg
Anılarımın tozunu almayı geçirdi fikrim düşüncemden. Bilmem ki gerek var mıydı? Eskirler miydi daha bir, yoksa canlılık mı kazanırlardı? "Nereden başlasam?" diye sordum kendime. Bir gölge gibi varlığın yanımdayken, yokluğundan geçmiş zamanın neresinden başlayacağımı bilemedim.

Yetmedi: Kokun eskimeye başalamış kazağındaki. Her gün/gece içime çektiğimden olsa gerek.


Ben seni; çok çabuk özledim...

Sana ait olan ne varsa dağıttım odamın her bir köşesine. Seni sen olmaksızın yaşamaya çalışmanın, keyifli bir yanınını bulup çıkaramadım kendime. Bir de ilk defa bu kadar becereksiz olduğumu farkettim. Yettiremiyorum anıları an'ıma...

Olmuyor...


Ben seni çok çabuk özledim...

Hangi anıya el atsam, önce bir sevinç kaplıyor pamuk ipliği yüreğimi. Gözlerimde, gözlerinin gözlerime çarptığı anın parıltısı. Bir heyecan içimde. Uzanmak istiyor parmak uçlarım, canımın attığı yere.

Yoksun...

Ağlıyorum....


Ben seni çok çabuk özledim...


Günler geçmiyor özlemin sağanaklığında. Korkuyorum kokunun unutmaktan. Kendime yabancılaşmaktan. El olmaktan duygularıma. Haykırıyor Deduşka, Babuşkayı çağırıyor. Deduşka Babuşkayı duyabilir belki. Biz buna şahit olmuştuk Galata'da.

Ama ben...

Ama sen...


Ben seni çok çabuk özledim...
Sayfalar: 1 2 3 4