:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Beni Hasretinle Koyup Gitme
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4
sensizlikolumyoklukzuluiu4.jpg

Senden sonra gecelerim boşuna geçiyor artık
yüreğimi sesinle sulamadan uyumanın tadı yok

rüyamda seni görmenin hayaliyle koysam da başımı
yastıklarım zindan oluyor sensiz gecelerime
gecelerime kabuslar dolup kanatıyor yüreğimi...
Sensiz hiçbir şeyi yaşamanın tadı yok şimdilerde
uçurumlardan atıyorum kendimi öleyim diye
onu da beceremiyorum ki sen yokken yanımda
ellerim, ayaklarım, bu yüreğim senin tutsağın
ne olur beni hasretinle bir başıma koyup gitme...

Bu satırlar; yüreğimi yerinden çıkarıp ellerine bırakmanın, bir de dizlerine çöküp yalvarmanın en onurlu en gururlu halini yaşarken, yüreğimden dudaklarıma akan yalnızlığın o hırçın sessizliğinde, anne kucağının rahatlığını bana yaşatan senin satırların... Sevgim seninle tat buldu seninle kandı aşkın lezzetine, bu yürek bir lahza olsun seni asla unutmayacak...
bazeneliftz7.jpg


Bazen;
Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan...

Güneş kucağındadır, bilemezsin....
Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür...
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın...
Koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın...
Uçar gider...
Koşsan da tutamazsın...
7A33X5Bw.jpg

Simdi yarali yüregimden tükenmisligin ayazindan benligimin

yüreginden cikacak su son sözleri Iyi Dinle...


Gözyaslarim yanaklarimla sevisirken omuzlari basimin altinda olan insan
Bana baktigin gibi kimlere bakmissin
Ellerimi tuttugunda ellerinin niye okadar itici oldugunu simdi cok daha iyi anliyorum
Ellerimi tutan o ellerde ...baska tenin kokusu izi varmis ...

Sen hala anlamadiysan
Ve hala istiyorsann
Ben yokum ki artik
biz olamayiz bundan gayri ..

Tut istedigin eli ...
Koy basini aglayan herkezin omzuna
Bak simdi bana baktigin gibi ele

Ne Kanimda
Ne Canimda
Ne de Umurumda degilsin..

Yikilirdim belki yikan sen olmasaydin

Aglardim ugruna ...gözbebeklerimden akitacagim bir damla gözyasimdan degerli olsaydin

Simdi cek git yoluna ...
Yalan asklara...
Yooook artik ''eyvallahim'' yürekten vuranlara !!!!
31513474443661e55effe92pn6.jpg
Nereye gitsem sen varsın. geçtiğim sokaklar seni fısıldıyor kulağıma.
Sensizlik ruhumu acıtıyor. Öyle yüzüme bakma!!
Can çekişen bedenim değil, KALBİM.
Beynim ise bozuk bir plak misali seni tekrarlamaktan bıkmıyor.
Ne gariptir ki bana seninle sensizliği yaşatan bu hayat,
şimdi sensizliğimde seni bıraktırmıyor.
Ama artık istemiyorum. Canlı_cansız tüm bedenlerden nefret ediyorum.
Sıkılıyorum artık, bunalıyorum!!
Haykırışlarım sana değil sevgilim, sensizliğime.. Bu yalnızlık beni alıkoyuyor.
İhtiyacım var sana, sevgine, [SIZE=4]sıcacık yüreğine ..[/SIZE]
o sıcacık yüreğine sağlık canım benim
o sıcak yürekten sonusuz teşekkürler canım benim ...
paylaşımın için sağolasın
varie00051fq4zn.gif

EÄžER...

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir,
büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde "onca ayrılığın birinci dereceden failidir" denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasa

hochzeit019kh0cx.gif hochzeit019kh0cx.gif hochzeit019kh0cx.gif
resim83iw6.jpg

Elimde Kaldı Umutlarım

Her sabah hüzünle karışık bir umut var içimde. Sensizlğin hüznünü, yeni bir günün seni getireceği umuduyla bastırıyorum. Her doğan gün yeni bir umut, yeni bir arayış benim için. Belki sana kavuşacağım zamana bir gün daha yaklaşıyorum, bugün değilse yarın... Kimbilir belkide yalnızca kendimi avutuyorum. Gittiğinden beri hep yalnızlık şiirlerine takılıyor gözüm. Bir başıma değilim sensizlikten yalnızım.

Terk edilip gitmek en çok nasıl koyar insanı bir ben bilirim. Gitmelerin gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri, en koyu özlemleri... Senin gidişin bir ateş gibi çöktü yüreğime. Hiç bir yağmur yetmedi içimdeki hasret ateşini küllendirmeyi. Hiç bir sevgi yetmedi senin özlemini gidermeyi. Ben her sabah beni sana götürecek yollarda yürüdüm, senin duyacağın şarkıları söyledim yalnızca. Ve gelmeyişinin her akşamında aslında doğduğunu hiç anlamadığım güneşle beraber ben de battım bir kez daha...

Geceleri hep uyudum, uyudum; gün boyu çekdiğim hasreti rüyalarımda biraz olsun giderebilmek için. Her şeye iyi gelen yaraları iyileştiren zaman hiç bu kadar acıtmamıştı yüreğimi. Bin bir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz oldu. Benim günümde gecemde karanlık şimdi. Ne ay uğurluyor gecelerimi ne sana benzettiğim yıldızlar parlıyor. Elimde kaldı umutlarım.

Sensizlik öyle kötü bir yara oldu ki artık., içimde öyle büyük bir boşluk açtın ki, bir gün olurda geri dönersen kendi yaptığın boşluğu sen bile yetmeyeceksin. Orası hep bomboş paramparça kalacak. Büsbütün cam kırıklarıyla kaplı kalbim. Ne zaman seni düşünsem, seni hatırlatacak en ufak bir şey görsem o kırıklarla dolu yeri batmaya başlıyor yüreğime. Artık sabahları yalnızca hüzünle uyanıyorum. Hiç bir şey beklemiyorum günden. Seni bile.

Varlığında sensizliği yaşamaktansa içimdeki boşluklarla, kırıklarla, boş umutlarımla sensizken alışırım, alışmaya çalışırıyım yokluğuna...
ayvekzws8ep0.jpg

Gidiyor musun diye sorma bana!

Gönderen sensin...
Ne terk etmeyi istedim seni,

Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi...

Senin kadar öfkeliyim ben de... Senin kadar endişeli...

Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana... Ama inandıramadım seni...

Sen, sorgularken beni kafanda,

Ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla...

Bir tek sözün bağlardı beni sana...

Oysa sen hep susmaların koynunda...

Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku,

Teslim alır bedenleri de...

Sütten çıkmış ak kaşık değildim,

Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza...

O dünya ki bazen minicik bir odada,

Bazen kentin ortasında şekillendi...

Nasıl da güzeldi...

Zaten varsın diye her şey güzeldi...

Ama, sen buna inanmadın...



Ah bu sorular...

Yaşamak varken sevdayı delice,niye boğarız sorularla? Nasıl ikna edebilirdim seni?

Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin...

Ben, seninleyim dedikçe, Sen hayır dedin...

Zaten az konuşan sen,

Olumsuz ne kadar sözcük varsa bulup çıkardın ortaya...

Bense hiç bir şey diyemedim...

Ne kadar zarar vermişim sana meğer...

Nasıl değiştirmişim seni...

Oysa hiç böyle düşünmemiştim...
Kimseye zarar vermek istemem ben...

Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem... Ama öyle oldu işte...

Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi...

Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı...

Ne sevişmelerimiz kalır aklında,

Ne sevda sözlerimiz...

Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık...

Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı...

Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan...

Biliyor musun bir tanem!

Gidişim yürekten değil, zorunluluktan...

Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım... Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri

Yalancı yüzlerde ararım...

Seni de götürürüm yüreğimde...

Her zaman yokluğunu taşırım...

Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim...

Ne yazık ki, toz duman edemedim kuşkularını...

Ne yazık ki, kalamadın bana...

Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde...
Kokladıkça

Bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın

__________________
untitled1tn7.jpg

Gittiğine inansam dönmeni beklerdim
Köhne gemiler geçiyor içimden
Hangi sokağa dalsam hangi kapıyı açsam
Ardında sen

Hep sesine bir kulaç kala boğuluyorum
Bilmem sen mi erken demir alıyorsun
Ben mi geç kalıyorum

Ellerimi bıraktığın yerden
Çığlar yuvarlanıyor ta şurama
Her gece fırlatıp denizlere
Yitirilmiş tebessümleri
Bir cigarayla parmak uçlarımı öldürüyorum
Çürümüş rüyalardan arta kalan mirasınla
yolcusuz yollara döndüm
alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası

fırtınalar kopuyor demişsin
yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde
oysa ben
bin mevsim sana fırtınalandım
sen bilmedin
gittiğine inansam dönmeni beklerdim...
Sayfalar: 1 2 3 4