:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Ben Seni Sevdim Canim
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
8xy51uv7.jpg

9gf61gp8.jpg

q20ut81da0.jpg

q21oh31ap7.jpg

q22tz41hk6.jpg

__________________
Balonlarım olmalı benimde renklerle bürülü olan,
Bende çocuksu ve mavimsi bakmalıyım hayata,
Sahiller beni içine almak için çağırmamalı,
Elime aldığım balonlarımla ve mavimsi hayallerimle…
Sahili izlemeliyim, sadece izlemeli,
Sahille bütünleşip yok olmamalıyım yani…
İskelede bir başıma oturmuş olmalıyım.
Elimde ki balonların ipini sıkı tutarak uçurmalıyım,
Masmavi denize ve mavimsi hayallerimle…
Boynumu eğmeliyim sonra, sahipsiz ve tek kalmışcasına,
Pişmanlıklarım da olmalı, hayal kırıklıklarım da
Düşüncelerimin en derininde…
Umutlarım da olmalı, hayallerim de
Sonra dostlarımı ve beni seven insanları da almalıyım düşüncelerime,…
Dostlarımı ayırmalıyım bir bir kim yanımda olduysa,
Ardından her bir dostum için çakıl taşı fırlatmalıyım denize,
Sevdiğim insanı da koymalıyım aynı kefeye,
Ve bana hayranlık duyanları da…
Onları da dostlarım gibi çakıl taşlarıyla fırlatmalıyım.
Birden canımın acıdığını ve yüreğimin sızladığını hissetmeliyim
Gözlerimden anlam veremediğim bir şekilde halde yaş gelmeli
Anlamaya çalışmak için silkinmeliyim kendimce
Ve her bir dostum ve sevenlerim için
Ayırdığım çakıl taşlarına bakmalıyım ürkerek ve titreyerek
Bakmamalıydım diyerek de kendime hayıflanmalıyım
Gözlerime inanmamalıyım, yüzüme su çarpıp tekrar bakmalıyım
Ama avuçlarımın arasında, sadece bir taşın kaldığını görmeliyim
Gördüğüm de sevinmeliyim ve kim acaba diye merak etmeliyim
İşaretli olan kısma baktığım da,
Yüzümdeki tebessümün yerini burukluk almalı,
Gözlerim nemlenmeli ve ben o zaman anlamalıyım,
Neden canımın acıdığını ve yüreğimin sızladığını,
Avucumun içinde ki kalan son çakıl taşın kime ait olduğunu…
Avucumun içinde ki çakıl taşı, ne bir dostuma, nede bir sevgiliye ait,
O işaretlenmiş olan çakıl taşı bana ait olmalı…
Ama bu nasıl olurdu, benim nice dostlarım vardı,
Bana sırt çevirmeyen ve hep yanım da olan…
Beni ne sevenler vardı, aşklarını ölümsüz kılan…
Peki hani neredelerdi, ben mi istedim denizin dibine vurmalarını
Ben mi istedim hayatımdan bir film şeridi geçip, kaybolmalarını
Avucumun içinde son kalan çakıl taşı
Bana hayatı belki de bu yönünden göstermeliydi
Hayatta herkes kendi için değerliydi
Hatta ölümümüze kadar hep yanımızda olan kendimizin ta kendisiydi...




emeğine sağlık canım benim ..
bu şiirde benden sana olsun ...
kabul edersen
teşekkürler
roos-rose-engel.gifGERÇEKTEN ÇOOK GÜZEL EZOOCUM EMEGİNE VE YÜREGİNE SAGLIK....HARİKA Bİ PAYLAŞIMSmileSmile
ÇiLeK Adlı Kullanıcıdan Alıntı:roos-rose-engel.gifGERÇEKTEN ÇOOK GÜZEL EZOOCUM EMEGİNE VE YÜREGİNE SAGLIK....HARİKA Bİ PAYLAŞIMSmileSmile



AY CANIMCIM SAÄžOL ..BEÄžENMEN BENİ MUTLU EDİYOR...


885b09b8b1.gif
yaşamsensin Adlı Kullanıcıdan Alıntı:Balonlarım olmalı benimde renklerle bürülü olan,
Bende çocuksu ve mavimsi bakmalıyım hayata,
Sahiller beni içine almak için çağırmamalı,
Elime aldığım balonlarımla ve mavimsi hayallerimle…
Sahili izlemeliyim, sadece izlemeli,
Sahille bütünleşip yok olmamalıyım yani…
İskelede bir başıma oturmuş olmalıyım.
Elimde ki balonların ipini sıkı tutarak uçurmalıyım,
Masmavi denize ve mavimsi hayallerimle…
Boynumu eğmeliyim sonra, sahipsiz ve tek kalmışcasına,
Pişmanlıklarım da olmalı, hayal kırıklıklarım da
Düşüncelerimin en derininde…
Umutlarım da olmalı, hayallerim de
Sonra dostlarımı ve beni seven insanları da almalıyım düşüncelerime,…
Dostlarımı ayırmalıyım bir bir kim yanımda olduysa,
Ardından her bir dostum için çakıl taşı fırlatmalıyım denize,
Sevdiğim insanı da koymalıyım aynı kefeye,
Ve bana hayranlık duyanları da…
Onları da dostlarım gibi çakıl taşlarıyla fırlatmalıyım.
Birden canımın acıdığını ve yüreğimin sızladığını hissetmeliyim
Gözlerimden anlam veremediğim bir şekilde halde yaş gelmeli
Anlamaya çalışmak için silkinmeliyim kendimce
Ve her bir dostum ve sevenlerim için
Ayırdığım çakıl taşlarına bakmalıyım ürkerek ve titreyerek
Bakmamalıydım diyerek de kendime hayıflanmalıyım
Gözlerime inanmamalıyım, yüzüme su çarpıp tekrar bakmalıyım
Ama avuçlarımın arasında, sadece bir taşın kaldığını görmeliyim
Gördüğüm de sevinmeliyim ve kim acaba diye merak etmeliyim
İşaretli olan kısma baktığım da,
Yüzümdeki tebessümün yerini burukluk almalı,
Gözlerim nemlenmeli ve ben o zaman anlamalıyım,
Neden canımın acıdığını ve yüreğimin sızladığını,
Avucumun içinde ki kalan son çakıl taşın kime ait olduğunu…
Avucumun içinde ki çakıl taşı, ne bir dostuma, nede bir sevgiliye ait,
O işaretlenmiş olan çakıl taşı bana ait olmalı…
Ama bu nasıl olurdu, benim nice dostlarım vardı,
Bana sırt çevirmeyen ve hep yanım da olan…
Beni ne sevenler vardı, aşklarını ölümsüz kılan…
Peki hani neredelerdi, ben mi istedim denizin dibine vurmalarını
Ben mi istedim hayatımdan bir film şeridi geçip, kaybolmalarını
Avucumun içinde son kalan çakıl taşı
Bana hayatı belki de bu yönünden göstermeliydi
Hayatta herkes kendi için değerliydi
Hatta ölümümüze kadar hep yanımızda olan kendimizin ta kendisiydi...




emeğine sağlık canım benim ..
bu şiirde benden sana olsun ...
kabul edersen
teşekkürler


Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler,iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur…Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında. Hindistan’da Ganj Nehri’nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de… Newyork’ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de…
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan… Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye…
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da…. Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya… İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır… Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara…
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi… İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler, kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi,umutsuzluğumuzu… Birazdan sabah olacak… Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular başlayacak… Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım… Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış. Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek… Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak… Aşkta yarın yoktur sevgili…


KABUL ETMEK NE KELİME ETTİM BİLE...
BEN TŞK..EDERİM CANIMCIM..
BUDA BENDEN SANA OLSUN ..Smile