:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Rabbimizin İsimlerine Saygısızlığa İzin VErmeylim..
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
YÜCE RABBİMİZİN ESMA-UL HÜSNASINA VE MUKADDES DEÄžERLERİMİZE GEREKEN TA’ZİMİ (SAYGIYI) GÖSTERELİM
Yüce İslam dinine ve O’nun mukaddes değerlerine saldırmayı hüner zanneden bazı basın ve yayın organları, şimdi de Yüce Rabbimizin mukaddes isimlerini kişiliksiz karakterlerle özdeşleştiren dizileri ekranlara getirerek yeni bir örtülü hakaret dalgası başlatmıştır.
Neden bazı yerli dizilerdeki üçkâğıtçı, düzenbaz, kötü şöhretli tiplere Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerimde zikredilen ve Esma-ul Hüsna (En Güzel İsimler) olarak adlandırılan yüce isimleri veya İslami açıdan önemi olan isimler seçilmektedir?
Yüce Rabbimizin affına sığınılarak verilen bu isimlerden bazıları aşağıda dikkatinize arz edilmektedir.
Gaffur: Yüce Rabbimizin, bağışlamada ve merhamette sınır tanımayan manasına gelen bu mukaddes ismi, neuzu billâh (Allah(Celle Celâlühû)’ya sığınırız) “Avrupa Yakası” isimli dizide bir kapıcının psikopat, oğluna verilmiştir. Bu diziden sonra bazı mağazalar vitrinlerine “(…WinkPijaması geldi” şeklinde ilan asmışlar ve bir kısım insanlarımız bilmeden bunun etkisi ile çizgili kumaştan dikilen pijamaları bu isimle anmaya başlamışlardır.
Yüce Rabbimiz, hâşÃ¢ ve kella yarattığı kullar gibi giyinmekten ve onlar gibi davranmaktan münezzehtir.
Aziz: Yüce Rabbimizin doksan dokuz isminden birisi olup manası en yüce, en üstün demektir. Maalesef “Beyaz Gelincik” adlı dizide neuzu billâh kadın pazarlayan, psikopat, katil, başkasının hanımına göz diken, aşağılık kişiye sanki sözlüklerde hiç isim kalmamış gibi bu isim verilmiştir.
Kadir: Mevla Tealanın esma-ul hüsnasından birisi olup her şeye gücü yeten manasına gelmektedir. Yüce Rabbimizin bu mukaddes ismi de “En Son Babalar Duyar” isimli dizideki neuzu billâh sahtekâr, yalancı; para için her türlü dalavereyi çevirebilen kişiye verilmiştir.
Amil: İslam dininin emirlerine göre amel eden, ibadet eden kişi manasındaki bu isim de ne tesadüf ki; “Hayat Bilgisi” isimli dizideki aklı fikri para, sahtekârlık, yalancılık olan okul müdürüne verilmiş ve aynı dizideki üçkâğıtçı, düzenbaz, uyanık, yalancı, ikiyüzlü okul hizmetlisine de neuzu billâh Yüce Rabbimizin doksan dokuz esmasından birisi olan ve çok ihsan eden, çok lütufta bulunan manalarına gelen Mennan ismi verilmiştir.
Danimarka’da bir karikatüristin Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (Sallallahü Aleyhi Vesselem)’e hakaret etmesi karşısında cılız bir tepki ortaya koyan insanlar maalesef kendi memleketlerinde Yüce Rabbimizin esmasına ve İslami açıdan mukaddesatı bulunan değerlere yapılan benzer ve daha çirkin hakaretleri neden görmemezlikten gelmekte ve bunlara karşı hukukî yollardan hakkını aramamaktadır?
Televizyon dizilerinde yer alan bu gibi hakaretlere tepki göstermek için 444 1 178 numaralı telefonla Radyo Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) başvurulması gerekmektedir.
Radyo televizyon veya her türlü basılı yayın organları tarafından böyle bir hakarette bulunulması halinde ilgili basın yayın organına telefon edilerek, faks çekilerek veya internet ortamındaki E-Posta adreslerine elektronik posta gönderilerek kâmil bir mü’mine yakışır bir şekilde tepkide bulunulmalıdır.
Öte yandan basın yayın organları ile yapılan benzer hakaretin boyutu Türk Ceza Kanununun 125. maddesinin 3/c fıkrasında belirtildiği şekilde “Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, hakaret suçunun işlenmesi” halinde bu suç, en az bir yıl hapis cezasını gerektirdiğinden gerekli kovuşturmanın yapılabilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına bir dilekçe ile şikâyette bulunulması ve kamu davası açılması halinde bu davanın gerektiğinde ileride temyiz edilebilmesi için şikâyet eden kişi tarafından katılan sıfatı ile davanın takip edilmesi gereklidir.
Bu şekilde inşaallah yarın hesap gününde Rabbimizin:“Benim sizlere öğrettiğim en güzel isimlerim ve size din olarak beğendiğim İslam dinînin mukaddes değerleri ile istihza (alay) edilirken ve onlara saldırılırken sen ne yaptın ?”sorusuna verecek bir cevabımız olur.
Neden basın yayın organlarının bazılarında Yüce Allah(Celle Celâlühû)‘ya ait Gaffur, Aziz, Burhan, Mennan gibi en güzel isimleri ile Taceddin (İslamın tacı), Amil gibi dinî açıdan çok güzel anlamları olan isimler dizilerdeki kötü karakterlere verilmektedir?
Bunun amacının yüce İslâm dinî açısından önemi olan kavramların büyük-küçük herkesin beyninde kötü imajları çağrıştıracak biçime sokmayı ve istikbalde bu isimlerin dinî hassasiyeti olan insanlar tarafından bile kullanılmasını engellemeyi amaçladığı aşikârdır.
Bir gazetedeki (…WinkCanbaz isimli çizgi karakter ile (…Wink’nın kulu manasına gelen Abdul kelimesine kötü bir anlam bindirilmiş ve bu suretle Yüce Rabbimizin Esma-ul Hüsnası ile yapılan Abdulkadir, Abdurrahman, Abdussamed gibi isim tamlamalarına karşı halkımızın bir kısmı soğutulmuştur.
Daha da vahimi bu suretle halkımızın bir kısmı Abdulkadir yerine Kadir; Abdülaziz yerine Aziz gibi Yüce Rabbimizin Esma-ul Hüsnasını doğrudan kullanır hale getirilmiştir.
“Ben Sana Yandım Zühtü” şarkısı ile İslam dininin yasakladığı şeylerin hepsinden sakınan ve dinimizin emirlerini yerine getirmek hususunda çok titizlenen, günahlardan ve şüpheli hallerden sakınan kimse manasına gelen Zühtü ismi halkımızın gözünde küçültülmüştür.
“(…Wink Şaban tiplemesi ile Peygamberimiz Hz. Muhammed (Sallallahü Aleyhi Vesselem)’in “Receb Allah(Celle Celâlühû)’nun; Şaban benim; Ramazan da ümmetimin ayıdır” diye buyurduğu mübarek üç aylarımızdan birisinin adı olan Şaban ismi; artık çocuklara konulmadığı gibi daha önce konulmuş olan bu gibi isimlerin de mahkeme kararları ile değiştirildiği herkesin malumudur.
Bilinçli olarak yapılan bu tiplemeye ait filmlerin hemen, hemen tamamında yüce İslâm dininin mukaddes değerlerine hakaret edilmektedir.
Mevla, Subhanehu ve Teala hazretleri, mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’deki Nisa Suresinin140. Âyeti celilesi ile bu hususta bizleri şu şekilde ikaz etmektedir:
“Ve muhakkak kitapta sizin üzerinize indirmiştir ki; Allah(Celle Celâlühû)’nun âyetlerine küfredildiğini ve onlar ile istihza (alay) edildiğini işittiğiniz zaman başka konuya dalıncaya kadar onların yanında oturmayınız. Şüphe yok ki; siz de o zaman onlar gibi olmuş olursunuz. Muhakkak ki, Allah(Celle Celâlühû) münâfıkları ve kâfirleri cehennemde toptan toplayıcıdır.”
Bu âyeti celilenin ikazı karşısında değil böyle şeyleri iradi (bilinçli) olarak okumak veya seyretmek; gayri ihtiyari (Elinde olmadan) bile duymuş veya görmüş olsa elinden geldiği takdirde bu saldırıyı kâmil bir mümin edebine yakışır bir şekilde engellemeli; engelleyemediği takdirde de en azından kalbinden “Ya Rabbi benim bu şartlarda bunu engellemek elimde değil velâkin ben de buna razı değilim” diye buğz etmesi imanını koruması açısından mecburidir.
Neden Yüce Rabbimizin söz konusu ayeti celile ile bize yaptığı apaçık ikaza rağmen nüfusunun neredeyse % 98’i Müslüman olan ülkemizde bu tür diziler rating yapabilmekte; basılı eserler tiraj yapabilmektedir?
İmam-ı âzam Ebu Hanife (Rahmetullahi Aleyhim) Fıkhı Ekber isimli kitabında:“Allah-û Teâlâ'yı, layık olmadığı bir şeyle vasf eden (tanımlayan) veya Allah-û Teâlâ'nın isimlerinden bir ismi hor görüp istihza eden (alaya alan) veya Allah-û Teâlâ'nın emirlerinden bir emrini, vadini (mükafatını) veyahut vaidini (cezasını) hor gören kâfir olur.” buyurmaktadır.
Aynı eserde :“Bir kimse "Eğer Allah-û Teâlâ bana sensiz ve yahut falansız Cenneti verse Cenneti istemem, Cenneti istemem veya falanla birlikte Cenneti istemem" derse kâfir olur” buyrulmaktadır. Çünkü bu kimse Mevla Teâlâ'nın iradesini kabul etmeyip itiraz etmiştir. Bu tür sözleri ihtiva eden şarkı ve türküleri dinlemek de itikadî açıdan çok tehlikelidir. Çünkü müziğin havasına nefsini kaptırıp biraz sevgi duysa neuzu billâh imanını kaybeder.
Elfazı Küfür (Küfür Sözler) isimli kitapta:“Haramı hoş görmek, desteklemek, onun en güzel tarz olduğunu beyan etmek veya inanmak küfür sebebi olur. Günah işleyen birini seyredenlerin, dinleyenlerin bu kişiyi alkışlamaları, tebrik etmeleri, “Çok güzel söyledi” veya “Çok güzel yaptı” demeleri, bu manada bu kişiye çiçek, tebrik vesaire göndermeleri halinde de bunları söyleyen veya yapanların da kâfir olacakları” beyan edilmektedir.
En vahimi ise bazı kardeşlerimiz, evlerindeki televizyonlarında gösterilen bu tür filmlerdeki küfür sözler ile İslam’a yapılan hâşÃ¢ sövgü, istihza (alay) ve hakaretleri seyrederken veya içerisinde elfazı küfür (Küfür sözler) bulunan şarkı ve türküleri dinlerken neuzu billâh gülerlerse veya herhangi bir şekilde (Fiilleri ile ya da sözleriyle) ile tasdik ederlerse İslam’dan çıkacaklarının farkında bile değillerdir.
O halde gelin günahlarımıza bir daha yapmamak üzere tövbe ederek Aziz ve Mennan olan Yüce Rabbimizin Gafur, Gaffar, Tevvab isimlerine sığınalım. Bu günahları işleyenleri de ikaz edelim.
Bundan sonra O’nun Esma-ul Hüsnası ile O’nun mukaddes saydığı değerlere ve bizim için seçip beğendiği yüce İslam dinine gereken ta’zimi (Saygıyı) gösterelim.
Çünkü O ziyade bağışlayıcı, merhamet sahibi, yedi kat semanın, yedi kat yerin ve ikisi arasındakilerin tek hâkimi ve sahibidir.
Lütfen yerlere atmayınız gücünüz yettiği kadar çoğaltıp dağıtınız...