:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Suskunuz....
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2
Suskunuz… hem de çığlık çığlığa bir suskunluk

Evet ama bu konuşacak bir şey olmadığından değil..
Konuşmaya çalıştığımız şeylerin bizi alıştığımız yalnızlığımızdan uzaklaştırması aslında korktuğumuz…

İkimizde cesaret edemiyoruz...
Öylesine alışmışız ki içimizde büyüttüğümüz yalnızlığımıza...
Seviyoruz onu...
Bekli de...
Yaşandığında yok olacağı korkusu,Bizi tereddütte düşüren
Kaybetmekten korkacağımız bize ait bir şey oluşturma kaygısı…

Sen...
Yapamadığın hamlenin,Hayatın boyu inanmak istediğin değerlere sahip gibi gördüğün düzeni yok etme girişiminden Başka bir şey olmayacağını düşündün hep…

Ben ise yılların verdiği bir alışkanlık çerçevesi içinde var ettiğim varlığa daha fazla acı vermemek için tek yıkım çalışmasından sonra, susmayı tercih ettim…

İçimden çığlık atarak susuyorum…
Susuyorum…
İçimde o kadar güzelsin ki…
Sana susuyorum …


Demiştim ya yüreğim susmayı öğreniyor..
Aslı yok ..
Sevdiğini anladığında içinde duyduğun çığlığın yankısı hiç bitmiyor… O hiç susmayacak…
Her gün, her saat bana haykıracak, bağıracak , parçalayacak içimi,benimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar…
ona her şey yolundaymış gülücüğü atmaya devam edeceğim…

"Sadece bundan sonra kimse onun sesini duymayacak ve bundan sonra kimse, onun tarafından sevildiğini öğrenemeyecek…"

Her soğuk üşütemediği gibi ,her ateş de ısıtamazmış insanı…üşüyorum…alev alev üşüyorum…
hani saatlerce sessiz,tek kelime etmeden sana bakışlarım var ya..
Gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir şey değil…


Dudaklarının şefkatina sığınmış bir izmarit olmayı
Yüreğimde ödül bildiğim canıma ve ölümsüz sevdama....."

Sus……
Dinle bak ne anlatıyor şehrin hengamesi..
Kendini dinle..
Kendini solu saçlarımın arasından geçen rüzgarda..
Bu şehrin sen oluşuna şahit ol..
Ve BENİ ÖZLE…
Geri dönemezmisin bana söyle meleğim...
yaralarımı saran beyaz meleğim...
ölüyorum ah yavaş yavaş eriyor bedenim..
Renklerim, düşlerim yorgun
Beyazdan çaldım gecemi
Söylesene, senin ismin ne renkti?..
tüm ışıklarını söndürdüm gözlerimde şehrin!

...Karanlıktayım.

eRCi
Boğazımda düğümlenip söylenmemiş binlerce söz …..
soru işaretleriyle sorgulanıyor zihnimde
Hiç birine noktayı koymadan
Nadasa bırakıyorum
Yutkunuyorum...
Acı biber gibi
Yüreğime dokunuyor her biri
Boğuluyorum....
Yine de
Susuyorum

Sustum!
Yüz binlerce sözü kalbime akıttım da
sustum..
Acıları, endişeleri, hayal kırıklığını içime atıp da
sustum…
Susmayı mertlik kabul ederek değil
Çaresiz kalışıma yenik düşerek, sustum
Yenildim, evet!
Keskin bıçak sözlü sevdaya yenildim
Sevgili ERDEM , bir şiirin de
“Korktuğum şu:
ürkütürsem kavuşamam, ay ışığı kirpikleri incinir;
gücenirse barışamam, bu dert beni bitirir” demiş
İşte, bende bu yüzden sustum.

Kimseler duymadan, sessizce
Beynim ile kalbim arasındaki o ince çizgi üzerinde
konuşuyorum.....
Haykırıyorum….
Ağlıyorum....
Lakin……….
Susuyorum.

İsyan, sitem değil benimkisi
Kimseler üzülmesin halime
Nasıl bir şeydir bu
içinde hala hoşgörüyü saklayan
Her nedene bir kılıf bulan
Suçları hükümsüz sayan
Ana şefkati ile sarmak yaraları, sabretmek
Çırpınmak mı bunun adı
Kabullenememek mi terk edişliği
Yoksa konduramamak mı
Bilmiyorum
Bildiğim tek şey
Sevdiğimden susuyorum...

Teşekkürler ErDem..!
YüReğine Gönlünce Mutlu Olması Dileğiyle Kardeşim... Smile
Elimde yine yorgun kalemim,
Zamansa yoğun bir güne hapsolmuş bir ikindi vakti...
Kalemim, kağıdıma gözyaşı dökmekte sanki...

Güneşin biraz suskun, bi okadarda üzgün batışında akşam olmakta.
Gözlerim bir yüreğimden kaleme dökülenleri,
Birde gelmeyeceğini bile bile kapını kolunu yoklamakta...

Her geçen satırda biraz daha artmakta boşluğun,
Her geçen dakika biraz daha koymakta yokluğun,
Hani nerde an tanımaz deli sevdan,
Hani nerde kışgünü kalbimi terleten sonsuz aşkın,
Nerde verdiğin sözler,yalanmıydı ölene kadar benim olduğun.


Seninde herşey gönlünce olsun hasan sağol .......


Fırtınaya yakalanmışken buldum seni
kayıp bir kentin çıkmaz sokağında
suskunluğundan damlayan gözyaşlarında boğuluyorum
yorumsuz bir kitapla
hecesiz cümleler kuruyor
seni anlamaya çalışıyorum

sonu gittikçe hazinleşen öykü olduk
koşsam sana kaçacaksın biliyorum
sussam; ağlıyacak
gülsem; korkacaksın
hiç birine hakkim yok
susuyorum...


Dileklerin İçin Teşekkür Ederim...
Ben teşekkür ederim hasan.....
Seviyorum suskunluğunu, sanki sen
yokmuşçasına burada
duyarsın beni uzaktan, dokunmaz sana sesim.
Uçup gitmiş gibi gözlerin
ve ağzın bir öpüşle mühürlenmiş.

Seviyorum suskunluğunu, çok uzakta
görünüyorsun
Sanki yas tutuyorsun, kumrular gibi cilveleşen
kelebek benzeri.
Uzaklardan duyuyorsun beni, ulaşmıyor sana sesim.
Bırak da varayım dinginliğine sessizliğinde.
Ve konuşayım sessizliğinle
bir lamba gibi parlak, bir yüzük gibi yalın.
Gece gibisin, suskunluğun ve takım yıldızlarınla
Yıldızlarınki gibidir sessizliğin, öyle uzak, önyargısız.

Seviyorum suskunluğunu, sanki sen yokmuşçasına burada
uzakta ve hüzün dolu, sanki ölmüşsün gibi.
İşte o zaman bir sözcük yeter
Uçarım, uçarım sevinciyle yaşadığının.


Rica Ederim Canım Kardeşim ..Smile
Mutluluklar Seninle ve Onunla Olsun...
Beraber Olsun Yani..Şey İle İşte Onunla Adı Bende Saklı Smile
Kolay Gelsin Yüreği Temiz Arkadaşım..

Sevgiler...
O kadar güzel yazmışsın ki,birisi gelmiş içimde olan biteni dile getirmiş sanki...Teşekkürler,senin de yüreğine sağlık hasan .....
Sesin titrek ve kısık, gözleri ise yerde bakamıyordun gözlerime. Bir şey söylemek istiyor ama sadece yutkunuyordun. Biliyorum gideceksin. Sus.Sus.Lütfen sus. Gözünden akan bir damla yaş yanağından süzülüp yere düştü ya. İşte o an zamanın durduğu andı.

Bilmezmisin ey nazlı yar, senin gözünden akacak bir damla yaşa

dünyayı yakardım. Değilki kendim. Ağlama sil gözyaşlarını. Ne olursun
ağlama. Bırak ben yanayım.Yeterki sen ağlama...

Sayfalar: 1 2