:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: MÜMİNUN SURESİ 34. AYETİ, NASIL ANLAMALIYIZ?
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Müminun suresi 34. ayet olacaktır. Bu ayetin bizlere neler anlattığını, eğer doğru anlayabilirsek, günümüzde izlenen yanlış yol ve yönteminde farkında olabiliriz. Önce ayeti yazalım, daha sonrada birlikte ayet üzerinde düşünelim

Müminun 34: ANDOLSUN, KENDİNİZ GİBİ BİR BEŞERE İTAAT EDERSENİZ, MUTLAKA ZİYANA UĞRARSINIZ.” (Diyanet meali)

Ayeti okuduğunuzda, hemen aklınıza şöyle bir soru geldiğine eminim. İyide bizlerde bizim gibi beşer olan,  Allah ın Resulüne uyuyor ona itaat etmiyor muyuz? Gerçektende ilk okuduğumda benimde aklıma bunlar geldi. Bu ayette Allah neyi kast ediyor ve hangi konuda bizlerin dikkatini çekerek uyarıyor ve itaat konusunda nasıl bir ikazda bulunuyor şimdide onu anlayabilmemiz için, bu ayetin bir öncesindeki ayete bakalım.

Müminun 33: İnkâr eden ve âhiret buluşmasını yalanlayan kavminin ileri gelenleri ve kendilerine dünya hayatında nimet verdiklerimiz, şöyle dediler: “BU DA SİZİN GİBİ, İNSANDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. YEDİĞİNİZDEN YİYOR, İÇTİĞİNİZDEN İÇİYOR.” (Bayraktar Bayraklı)

Ayete dikkat ettiyseniz, bazı kişiler daha öncede Allah ın gönderdiği dinin emirlerine uymayan, tam tersi düşünceleri topluma anlatan, hatta tekrar dirilmeye ahiret gününe inanmayan kişiler, buda sizin gibi insandan başka bir şey değil. Yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor diye, Allah ın Elçisinin tebliğ ettiği vahyi küçümseyerek, inanılmamasını istiyorlar. Hatta bu ayetin devamında yani 35. ayetinde de bakın ne diyor. “O SİZE, ÖLÜP DE TOPRAK VE KEMİK YIĞINI HALİNE GELMİŞKEN, TEKRAR DİRİLECEĞİNİZİ Mİ SÖYLÜYOR?” Dikkat ettiyseniz tebliğ edilen konu, aslında bir beşerin sözleri değil, Allah ın sözleri. YANİ İTAAT EDİLECEK SÖZLER, ALLAH IN VAHYİ. Önce bu gerçeğin altını çizelim ki 34. ayeti doğru anlayalım. ALLAH İNKARDA ISRAR EDENLERİ UYARIYOR VE BU SÖYLEDİKLERİNİZ EDİNDİĞİNİZ VELİLERİN SİZE ANLATTIKLARI, BİR BEŞERİN YALANLARIDIR. EĞER BU YANLIŞLARA UYARSANIZ ZİYANA UĞRARSINIZ DİYOR. YANİ TEKRAR ETMEK İSTİYORUM, ALLAH İNKÂRCILARI UYARIYOR, VAHYİME UYUN, BİR BEŞERE UYMAYIN DİYOR. ÇÜNKÜ RESLÜMÜN SİZLERE ANLATTIKLARI, TEBLİĞ ETTİKLERİ KENDİSİNİN SÖZLERİ DEĞİL, BENİM VAHYETTİĞİM AYETLER/SÖZLERDİR DİYOR.

Bahse konu ayetin öncesindeki ayetleri okuduğumuzda, onlara Allah kendi aralarından elçi gönderip, YALNIZ ALLAH A KULLUK EDİN, Allah a itaat edin diye ikaz etmiştik diye uyarıldıklarından bahsediyor.  Atalarının inancını takip edip, Allah ın elçisinin tebliğini görmezden gelenler, Elçinin tebliğini yalanlamaya çalışanlara Allah ikazda bulunuyor ve 34. ayette bu toplumu uyarıyor ve sizlerin uydurduklarınız, atalarınızın beşeri yalanlarıdır diyor. Çünkü onlar Elçinin tebliğine karşı, bu sözleri söyleyen, sizin gibi bir insandır diyor ve onun sözlerine inanılmaması gerektiğini bildiriyor. ALLAH DA BU SÖYLEDİKLERİNİZ EDİNDİĞİNİZ VELİLERİN SİZE ANLATTIKLARI, BİR BEŞERİN YALANLARIDIR. EĞER BU YANLIŞLARA UYARSANIZ ZİYANA UĞRARSINIZ DİYOR. YANİ ALLAH İNKÂRCILARI UYARIYOR, VAHYİME UYUN, BİR BEŞERE UYMAYIN DİYOR. ÇÜNKÜ RESLÜMÜN SİZLERE ANLATTIKLARI, TEBLİĞ ETTİKLERİ KENDİSİNİN SÖZLERİ DEĞİL, BENİM VAHYETTİĞİM AYETLER/SÖZLERDİR DİYOR.

Kur’an da İsra suresi 91–92–93. ayetleri hatırlayınız lütfen. Bu ayetlerde iman etmekte zorlananlar ne diyorlardı. “SENİN BİR HURMA BAHÇEN VE ÜZÜM BAĞIN OLMALI; ÖYLE Kİ İÇLERİNDEN GÜRÜL GÜRÜL IRMAKLAR AKITMALISIN. YAHUT İDDİA ETTİĞİN GİBİ, ÜZERİMİZE GÖKTEN PARÇALAR YAĞDIRMALISIN VEYA ALLAH’I VE MELEKLERİ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNE GETİRMELİSİN. YA DA ALTINDAN BİR EVİN OLMALI VEYA GÖĞE ÇIKMALISIN. BİZE, OKUYACAĞIMIZ BİR KİTAP İNDİRMEDİĞİN SÜRECE, GÖĞE ÇIKTIĞINA DA ASLA İNANMAYIZ.” Demek ki inkârcılar Allah ın Elçisini, kendileri gibi bir beşer olduğu için kabul etmek istemiyorlar, ondan olağan üstü şeyler bekliyorlar. 93. ayetin sonunda ise Allah, Elçisine bakın ne söylemesini istiyor bunları söyleyenlere. “DE Kİ: “RABBİMİ TENZİH EDERİM. BEN, SADECE BEŞER BİR RESULÜM.”

Hatırlatırım, Resul Elçi demektir. Elçide aldığı bilgileri, asla değiştirmeden olduğu gibi ileten anlamındadır. Verdiğim bu örnek ayetlerden sonra, şimdi gelelim Müminun suresi 34. ayete. Çünkü bu ayeti okuduğumuzda Allah, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz, onun sözlerine uyarsanız mutlaka ziyana uğrarsınız, yanlış yola saparsınız diyordu. İlk okuduğumuzda bizde, bizim Resulümüzde beşer ama bizler ona itaat ediyoruz diye düşünmüştük. Sizce bu açıklamalardan ve örneklerden sonra bizler, RESULE Mİ İTAAT EDİYORUZ, YOKSA ONUN TEBLİĞ ETTİĞİ ALLAH IN VAHYİNE Mİ İTAAT EDİYORUZ, NE DERSİNİZ? İşte bu sorunun cevabını doğru veren, Allah ın yolunu en doğru izliyor ve Allah ın Resulünün tebliğ ettiğine itaat ediyor demektir. Resulümde sizler için güzel örnekler vardır der Allah, peki neden? Çünkü Resul hurafe ve batıldan uzak, yalnız Allah ın vahyine itaat ediyor da ondan.

Bazı arkadaşlarımız bu yazdıklarımı okuyunca, sen sünnet inkârcısısın, Allah ın Resulüne de Allah itaati emrediyor, Resule itaat Allah a itaat etmektir diye Kur’an da geçiyor diyenler olacaktır. Bunları söyleyenleri ben çok iyi biliyorum. Bu makalemin aslında konusu, bu yanlış düşüncelerin, ne denli bizleri hataya götüreceğinin anlaşılması adınadır.  Önce Allah, kendiniz gibi bir beşere itaat etmeyin sözünde geçen, İTAAT kelimesi ne anlama geliyor onu doğru anlayalım. İTAAT BOYUN EĞME, BUYRUĞA UYMA ANLAMINDADIR. ALLAH IN ELÇİSİ YALNIZ ALLAH IN VAHYİ KUR’AN A İTAAT ETMİŞ, YANİ BOYUN EĞİP ALLAH IN BUYRUĞUNA UYMUŞSA, BİZLER HALA NASIL OLURDA ALLAH IN BUYRUĞUNU, VAHYİNİ TEBLİĞ EDEN ALLAH IN RESULÜNÜN DE UYMAMIZ GEREKEN BUYRUKLARI VARDIR, ONUN HADİSLERİNE DE BİZLER BOYUN EĞMELİYİZ DERİZ. Allah ne diyordu Müminun 34. ayetinde hatırlayalım. “ANDOLSUN, KENDİNİZ GİBİ BİR BEŞERE İTAAT EDERSENİZ, MUTLAKA ZİYANA UĞRARSINIZ” Demek ki bizler Resulünün özel, kendi şahsi sözlerine itaat etmiyoruz. Allah ın görevlendirdiği ve kullarıma tebliğ et dediği, vahyine/ayetlerine itaat ediyoruz. Çünkü Allah ın Resulü Kur’an da ne diyordu, kendi görev ve sorumluluğu ile ilgili, onları da hatırlayalım.

“RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)

“BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.”  (Kehf 56)

Bu ayetlerden de anlıyoruz ki, Allah Elçisine verdiği görev, kendisinden asla hiçbir sözü ilave etmeden, Allah ın vahyi Kur’an ı tebliğ etmek. ONUN İÇİN ALLAH, ELÇİME UYAN BANA UYMUŞ GİBİDİR DİYOR. Çünkü Allah Elçisinin her anını kontrol ediyor, hatta yanlışında gerekirse ikaz ediyor ve bunları Kur’an a bile geçiriyor. DEMEK Kİ BİZLER ALLAH IN ELÇİSİNİN ŞAHSINA DEĞİL, ALLAH IN TEBLİĞ ETMESİNİ EMRETTİĞİ KUR’AN A, YANİ AYETLERİNE İTAAT EDİYORUZ. Bu gerçekleri görmek istemeyen, üstünü örterek atalarının rivayet inançlarını din diye yaşamaya devam edenlere, elbette sözüm yok. Çünkü herkes kendi imtihanını kendisi yaşar. Ama hatırlatmak isterim, imtihan olduğumuz ve kulpuna sarılacağımız tek kitap, Kur’an olduğunu Allah açıkça bildiriyor ve sakın emin olmadığın bilgilerin, rivayet ve sanı sözlerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım diye de uyarıyor.

Dilerim Kur’an gerçeklerinin farkında olan, Allah ın azınlık, halis sevgili kullar arasında oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/